İşsizlik, sansür, gözaltı ve tutuklamalar
10
Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde bu yıl da demokratikleşme, çok
seslilik, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünden söz edemiyoruz" denilen
açıklamada, "Basın Kanunu’nun çıkarılması için verilen mücadele sonucu
1961’de gazeteciler için önce ‘bayram’ olarak ilân edilen, 1971’de ise
basına uygulanan baskı nedeniyle adı ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak
değiştirilen 10 Ocak’ta sansür, işsizlik, düşük ücret, sosyal
güvencesizlik, sendikasızlık, gözaltı ve tutuklama gündemin ilk
maddelerini oluşturuyor" ifadeleri kullanıldı.
TGC: 10 Ocak`ı işsizlik, sansür, gözaltı ve tutuklamalarla karşılıyoruz
MAALESEF GAZETECİLERİN YÜZDE 30’U İŞSİZ
Basın
özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 154. sırada yer alan
Türkiye’de gazetecilerin yüzde 30’unun işsiz olduğu belirtilen
açıklamada, "İletişim fakültelerinden her yıl mezun olan binlerce
gençten ancak yüzde beşi medya sektöründe iş bulabiliyor. İktidar
baskısıyla halkın haber alması engelleniyor ve gazeteciler sadece
işlerini yaptığı için gözaltına alınıyor, hapis cezası alıyor. 70
gazeteci halen cezaevinde tutuluyor" denildi.
GAZETECİLERİN HİÇ BİR HAKKI VERİLMEDİĞİ GİBİ, KIDEM TAZMİNATI DA ÖDENMİYOR
TBB`nin
açıklaması şöyle devam etti: "10 Ocak’ın sağladığı haklar gazetecilere
kullandırılmazken ülkede gazetecileri bekleyen sıkıntılar ve tehlikeler
de giderek artıyor. Basın sektöründe haberin görünmediği gazetelerini
satamayan, televizyonlarını izlettiremeyen medya patronları zararı
kapamanın yolunu işten gazeteci atmakta buluyor, kıdem tazminatı bile
ödemiyor. "
10 Ocak`ı işsizlik, sansür, gözaltı ve tutuklamalarla karşılıyoruz
GAZETELERİN YAŞAM KAYNAKLARI DA KESİLMEYE ÇALIŞILIYOR
"Yalnızca
iktidara biat eden gazetecilere devletten ve çeşitli kaynaklardan
olanak sağlanırken kamuoyunu haberle buluşturmak isteyen yaygın ya da
yerel bağımsız gazeteler çeşitli ekonomik baskılar altına alınıyor"
ifadelerine yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi:
Basın İlan
Kurumu bu tür gazetelere sudan bahanelerle ilan kesintileri uyguluyor,
bu gazetelerin yaşama kaynaklarını kesmeye çalışıyor. 5953 sayılı
yasayla çalışanlar lehine değiştirilen 212 sayılı Basın İş Kanunu’na
göre basın kartı gazetecilerin kimliği kabul ediliyor. Bu kimliği
olmayanlara ‘gazeteci değildir’ deniliyor. Ancak gerçekte basın kartı
olmayan, fiilen gazetecilik yapanların sayısı, basın kartı olanların en
az iki katına ulaştı. Meslektaşlarımız düşük ücretle, güvencesiz olarak
çalıştırılıyor."
Yüksekova`da Vefat: İsa Gemicioğlu vefat etti
BİNLERCE GAZETECİNİN BASIN KARTI ‘İNCELEMEDE’ DİYEREK VERİLMİYOR
TBMM’den
geçen torba yasayla gazetecilerin erken emekli olmasını sağlayan
yıpranma hakkının basın kartı şartına bağlandığı belirtilen açıklamada,
"İletişim Başkanlığı ise binlerce gazetecinin basın kartını gerekçe
belirtmeden ‘incelemede’ diyerek vermiyor.
Basın kartlarını
alamadıkları için gazeteciler yıpranma hakkından mahrum ediliyor, dava
açmak zorunda bırakılıyorlar. RTÜK ise iktidarın hoşuna gitmeyen
haberleri yayınladıkları için bağımsız televizyonlara ağır para cezaları
ve yayın durdurmayla sansür uyguluyor. Halkın haber alma hakkını
engelliyor" ifadeleri kullanıldı.
"10 Ocak Çalışan Gazeteciler
Günü’nde iktidar ve muhalefeti gazetecilik mesleğinin yapılmasının
önündeki engelleri kaldırmaya çağırıyoruz" denilen açıklamada, son
olarak şunlar vurgulandı:
"Kamu kurumları olması gereken BİK,
RTÜK ve İletişim Başkanlığı’nı bağımsız medya kuruluşlarını ve
çalışanlarının iş güvenliğini, çalışma koşullarını zora sokan, halkın
haber alma hakkını engelleyen uygulamalardan vazgeçmeye davet ediyoruz.
Gazeteciliği
suç saymaya çalışan, gazetecileri potansiyel terörist görmek isteyen
bir anlayış olsa da hak odaklı, insan odaklı gazeteciliğe gönül vermiş,
yürekten inanmış gazetecilerin mesleklerini yapmaya devam edeceklerini
kamuoyunun bilgisine bir kez daha sunuyoruz.”
10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ OLARAK NASIL İLAN EDİLDİ?
TBB`nin açıklamasında, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü`nün nasıl ilan edildiği şöyle anlatıldı:
"4
Ocak 1961`de basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvence sağlayan
212 sayılı Basın İş Kanunu Resmi Gazete’de yayınlandı. Ancak dokuz
gazete patronu, 212 sayılı yasaya ve Basın İlan Kurumu’nun oluşmasına
ilişkin 195 sayılı yasaya karşı çıktılar.
Akpşam, Cumhuriyet,
Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni
Sabah’ın patronları ortak bildiriye imza atarak gazetelerini üç gün
kapattıklarını duyurdu. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve İstanbul
Gazeteciler Sendikası ise çalışanlarla birlikte karara katılmadıklarını
açıkladı.
Ellerinde “Simidimiz ve hürriyetimiz için”, “Çalışan
gazeteciye cop, patrona hazırlop” gibi dövizler taşıdılar. “Dokuz patron
olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler üç
gün boyunca İstanbul Gazeteciler Sendikası çatısı altında ‘Basın’ adlı
bir gazete yayımladı.
Basın Gazetesi 11 Ocak günü yayına başladı
ve üç günlük boykot sırasında yayınını sürdürdü. Üç gün süren bu
dayanışmanın ardından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı olarak
kutlanmaya başlandı.
1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra
gazetecilere yönelik ağır baskılar nedeniyle günün adı, “10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Günü” olarak değiştirildi."